Bilim kitaplarına alışığız; evrim, kuantum fiziği, tıp, botanik, kozmoloji, jeoloji, kimya, sinirbilim ve daha nicesi… Ancak bilimin kalbinde yatan en temel felsefi duruşa, yani bilimsel şüpheciliğe dair donanımımız ne düzeyde? Gerçek olan ile olmayanı ayırt etmek konusunda ne kadar iyiyiz? Bilimle ilgili konularda doğru ile sahteyi, gerçek ile zırvayı birbirinden ayırmayı biliyor muyuz? Yoksa sadece “içgüdülerimize”, yani önyargılarımıza mı güveniyoruz?
İşte bu kitabın en temel amacı, sizi bilimsel şüphecilik kültürüyle donatmak ve böylece bilimin baş döndürücü dünyasına yapacağınız yolculukta, alet çantanızın çok daha zengin ve çeşitli olmasını sağlamak…
Okyanusların diplerinde kayıp şehirler keşfedilmeyi bekliyor mu? Ormanlarda gezinen gizemli canavarlar var mı? Uzaylılar eski insanları ziyaret ettiler mi? Bedenimizde çakralar bulunuyor mu? Astronotların Ay’da yürüyüşünü gösteren fotoğraflar sahte mi? Astrolojinin günümüzde bir geçerliliği var mı? Astral seyahat mümkün mü? Sadece zihin gücümüzle objeleri harekete geçirebilir miyiz?
Bazıları için bu sorular gülünç gelebilir ancak bunlar, birçok insan gibi bizler için de önemli sorulardır. Çünkü bir şeylerin doğruluğunu bulabilmek, o konuyla ilgili yanlışları keşfetmekten geçer. Gerçeğe, gerçek olmayanı itinayla tespit edip eleyerek ulaşırız.
Bir iddia neden hatalıdır? Bir argümanın gerçek olma olasılığı neden düşüktür? Bir inanış neden hurafe denilebilecek kadar abartılıdır? İşte günümüzde bilimsel şüphecilik ile ilgilenen skeptikler, bu konuları araştırıyor ve gizem perdesinin arkasındaki gerçekleri arıyorlar.
Elbette evrenin tüm sırlarına sahip değiliz ama sizleri bir süreliğine hayata daha bilimsel bir açıdan bakmaya davet ediyoruz. Şimdiden, kitap boyunca beyninizde yankılanacak şu cümleyi zihninize kazıyın:
“Aksi kanıtlanana kadar, inandığımız veya doğru varsaydığımız her şey yanlıştır.”